Antalya'da 1 Eylül 2020'de meydana gelen olayda, eski yağlı güreş sporcusu başpehlivan Hakkı Aygün (25) silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Aynı saldırıda yağlı güreş sporcusu Mehmet Ali Avcı da yaralanmıştı. Olayın faili Umut Can Ferah, olaydan sonra Emniyet MüdürlüğüAsayiş Şube Müdürlüğü'ne teslim olmuş ve tutuklanmıştı. Soruşturma sonucunda, cinayetin azmettiricisi olarak Yavuz Tayfur ve diğer şüpheliler tespit edildi. Yavuz Tayfur'ın, 2018 yılında da Hakkı Aygün'e silahlı saldırı düzenlediği ve bu saldırıda Hakkı Aygün ile Mehmet Ali Avcı'nın yaralandığı ortaya çıktı. İki olayla ilgili dosyalar birleştirilerek Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılama yapıldı.
27 Sanıktan 15'i Ceza Aldı
Duruşmada 4'ü tutuklu 27 sanık yargılandı. Mahkeme heyeti, Umut Can Ferah'ı 'Tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse, 'Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan ise 15 yıl hapse mahkum etti. Azmettirici Yavuz Tayfur, 'Tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirme'den ağırlaştırılmış müebbet hapis ve diğer suçlardan toplam 32 yıl 11 ay hapis cezası ile 1 milyon 50 bin lira adli para cezasına çarptırıldı. Diğer sanıklar da 'Tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım', 'Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçuna yardım', 'Silahla tehdit', 'Birden fazla kişi tarafından birlikte yağma', 'Ateşli silahlar kanununa muhalefet' ve 'Yakarak mala zarar verme' gibi suçlardan farklı sürelerde hapis cezaları aldı. Burak Yılmaz gibi bazı sanıklar ise yağma suçundan hapis cezasına çarptırıldı. Güneş soyadlı sanıklar da çeşitli suçlardan mahkum edildi. Muratpaşa'daki olayda 12 sanık ise beraat etti.
Hakkı Aygün ve Yağlı Güreş Dünyası'nın Acısı
Hakkı Aygün'ün ölümü, Antalya ve yağlı güreş camiasında büyük üzüntü yaratmıştı. Uzun süren yargılama sürecinin ardından verilen cezalar, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Olay, silahlı suç örgütlerinin tehlikesini ve toplumda yarattığı yıkıcı sonuçları bir kez daha gözler önüne serdi. Sigorta dolandırıcılığı gibi farklı suçlardan da mahkumiyetler verilmesi, sanıkların geniş çaplı suç ağlarına dahil olduğunu gösteriyor. Bu dava, Antalya'da güvenlik ve adalet arayışının devam ettiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Olayın derin izler bıraktığı Antalya'da, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için etkili önlemlerin alınması bekleniyor.